Copyright © 2014 - Tamer Baran - Tüm Hakları Saklıdır.
Bu blogta yer alan yazılar (içerik), 5846 sayılı Fikir ve Sanat Eserleri Kanunu gereğince eser sahibi olan Tamer Baran'a aittir. Söz konusu içerik eser sahibinin izni olmadan kopyalanamaz,yayınlanamaz...

21 Nisan 2012 Cumartesi

Sapık / Bernard Hermann

Hitchcock başyapıtı “Psycho”, her öğesiyle çok başarılı bir film, bir klasik. Örneğin, Amerikan Film Enstitüsü’nün “Tüm Zamanların En İyi Filmleri” sıralamasında 14. sırada. 1960’tan çok önce bir yönetmen olarak akla gelebilecek her tür başarıyı zaten kazanmış olan Hitchcock, “Sapık”a farklı bir önem vermiş, her alanda kontrolün tamamen kendisinde olması için uğraşmış. Filme dair her şeyi de planlamış. Örneğin film müziğinin caz olması gerektiğini düşünmüş, ama Herrmann’ın yaylılarla yaptığı çalışma fikrini değiştirmesine neden olmuş. Örneğin ünlü “duşta cinayet” sahnesini müziksiz olarak planlamış, bunu bilmesine rağmen Herrmann o sahneye de müzik yazmış, parçayı dinleyince Hitchcock fikrini değiştirmiş. Herrmann bir başka Hitchcock klasiği "The Man Who Knew Too Much / Çok Şey Bilen Adam"ın ünlü sahnesinde orkestra şefini canlandırmıştı Herrmann, işte böyle bir sanatçı. Tüm sinema tarihinin en başarılı müzikçilerinden biri. Örneğin 1942’de “Citizen Kane / Yurttaş Kane” ile de aday olmasına rağmen “All That Money Can Buy” ile Oskar kazanmış. 1977 yılında da iki oskar adaylığı var, Brian De Palma imzalı “Obsession” ve Scorsese klasiği “Taxi Driver / Taksi Şoförü” ile… “Vertigo”, “North By Northwest / Gizli Teşkilat” gibi Hitchcock eserlerinde de onun müziği var ve örneğin bilimkurgu klasiği “Fahrenheit 451”de de (François Truffaut, 1966).
"Sapık”a yazdığı müzik ise inanılmaz. Jenerik parçasını dinlemenizi, hatta filmi açıp açılışını tekrar izlemenizi öneririm. Özel tasarlanmış jeneriklerin en erken örneklerinden biri ve dönemine göre çok başarılı. O muhteşem müzikle birlikte jenerik, bir seyirci olarak yaşayabileceğiniz en özel "filme başlama" deneyimlerinden birini sunuyor, "bambaşka bir aleme" girmekte olduğunuzu ilk saniyeden itibaren hissediyorsunuz. Lütfen –sesi iyice açarak- birkaç kez dinleyin. Herrmann’ın ilk notadan başlayan gerilimle yaklaşık 30. saniyede giren yumuşak melodiyi nasıl uyumlu kıldığını ve toplamda nasıl bir etki yarattığını inceleyin. Filmin iki önemli temasını, eli bıçaklı bir katilin yarattığı dehşet duygusuyla, hikayenin temelindeki ruh halini (katilin acıklı geçmişini) iki dakika bile sürmeyen bir müzik parçasında işleyebilen bu adama şapka çıkarın. Hitchcock’un çıkardığı gibi… Çünkü üstad demiş ki: “Sapık’ın başarısının %33’ü müziğinden gelir”…

Hiç yorum yok:

Yorum Gönder