Copyright © 2014 - Tamer Baran - Tüm Hakları Saklıdır.
Bu blogta yer alan yazılar (içerik), 5846 sayılı Fikir ve Sanat Eserleri Kanunu gereğince eser sahibi olan Tamer Baran'a aittir. Söz konusu içerik eser sahibinin izni olmadan kopyalanamaz,yayınlanamaz...

8 Ocak 2010 Cuma

"Sonsuz İhtiras"

Van Sant aynı yaşam felsefesi gereği sinema diliyle de Hollywood dışı bir yapıta dönüştürüyor filmini. Kamera hareketleri çok sınırlı, hızlı kurgu hiç yok, Avrupa geleneğine yaslanmış bir sahneleme anlayışı hakim

Bu öykü Yeni Sağ sinemanın karşıtı olarak doğan ve sayıları giderek artan Clinton dönemi filmlerinden birine temel oluşturabilirdi. Ama Gus Van Sant daha iddiasız bir işe kalkışmış, ciddi, gerçekçi bir film yerine, ironik bir yapıta imzasını atmış. Gerçi “Sonsuz İhtiras” Yeni Sağ politikanın en önemli ideolojik araçlarından biri olan yuppizm felsefesine ciddi bir eleştiri getiriyor, ama sözlerinin altında öfke değil, ironi var.

Bu eleştirilecek bir özellik değil, tercih… Van Sant ciddi bir sistem karşıtı film yerine yuppie ideolojisiyle kafa bulmayı yeğlemiş. Röportaj sahnelerinin içerdiği havadan yararlanarak, daha ilk plandan hayli eğlenceli bir atmosfer kuruyor, böylece ne filmin baş kişisi olan Suzanne’ı, ne de örneğin cinayeti ciddiye almamıza olanak bırakmıyor. Suzanne’ın cinayet yerine gelen medya mensuplarına doğru yürümesini ağır çekimle veren Van Sant aynı alaycı tavri klasik “salak aşığı kocayı öldürmeye ikna etme” sahnesine getirdiği hoş yorumda da gösteriyor. Hele o “erotik” hava durumu sunuşu sahnesi ve mektup esprisi unutulacak gibi değil.

Yönetmenin filmde anlattığı hemen her şeyle, örneğin uyuşturucu yüzünden beyni dumura uğramış rockçı gençlerin cahilliğiyle (“Zayıf kadınlar sekse doymazmış”) ya da olay mahallinde araştırma yapan polislerle dalga geçmesi az buz bir başarı değil. Tüm bunların altında yönetmenin gayet sağlam ve kişilikli bir yaşam felsefesi olduğu gözleniyor. Van Sant aynı yaşam felsefesi gereği sinema diliyle de Hollywood dışı bir yapıta dönüştürüyor filmini. “Sonsuz İhtiras”ta kamera hareketleri çok sınırlı, hızlı kurgu hiç yok, Avrupa geleneğine yaslanmış bir sahneleme anlayışı hakim ve Van Sant bunlarla da yetinmeyip yer yer ışıkla, renkle oynuyor.

Orijinal müziğin yanında müzik kullanımıyla da seçkinleşen (James’in göründüğü ilk sahnelerde hep hard’n heavy kullanılması çok hoş bir espri) film, Nicole Kidman’ın ciddi bir oyuncu olduğunu da kanıtlıyor. Matt Dillon ve salak aşık rolünde Joaqin Phoenix de gayet başarılılar.

Sonuçta Van Sant orta zekalı bir kadının kariyer düşlerini anlatırken Clinton dönemi filmlerindeki temaların işlenmesinde “Regarding Henry-Kendini Arayan Adam” ciddiyetinin gerekli olmadığını gösteriyor ve seyircisine baş karakteriyle bile dalga geçen bir film izleme keyfini bahşediyor.

Antrakt, sayı: 55, Nisan 1996

To Die For-Sonsuz İhtiras
Yönetmen:
Gus Van Sant; Senaryo: Buck Henry (Joyce Maynard’ın aynı adlı romanından); Yapımcı: Laura Ziskin; Görüntü yönetmeni: Eric Alan Edwards; Müzik: Danny Elfman; Kurgu: Curtis Clayton; Oyuncular: Nicole Kidman (Suzanne), Matt Dillon (Larry), Joaquin Phoenix (Jimmy), Allison Folland (Lydia), Illeana Douglas (Janice), Casey Affleck (Russel), Dan Hedeya (Joe), Buck Henry (H. Finlaysson); 1995 İngiltere, ABD ortak yapımı, 106 dakika; Dağıtımcı firma: Umut Sanat Ürünleri/WB.; Gösterim tarihi: 23 Şubat 1996

Hiç yorum yok:

Yorum Gönder