Copyright © 2014 - Tamer Baran - Tüm Hakları Saklıdır.
Bu blogta yer alan yazılar (içerik), 5846 sayılı Fikir ve Sanat Eserleri Kanunu gereğince eser sahibi olan Tamer Baran'a aittir. Söz konusu içerik eser sahibinin izni olmadan kopyalanamaz,yayınlanamaz...

20 Kasım 2009 Cuma

Kirpi’yi seveceksiniz: "Camdan Kalp"

Fehmi Yaşar da Kirpi gibi içtendir; kahramanlık taslamaz. Öğütlere, insanları aydınlatacak mesajlara yer yoktur onun filminde; o yalnızca sorular sorar, tartışır. İzleyiciyi bir eyleme, bir düşünceyi paylaşmaya çağırmaz

Kirpi’nin serüvenidir “Camdan Kalp”; filmde bir küçük burjuva aydınının, çocuksu bir merak ve saflıkla bambaşka bir dünyaya sürüklenişi anlatılır. Acımasızdır bu dünya; camdan bir kalbi kolaylıkla kırabilecek kadar sert ve umarsız insanlarla doludur. İki farklı kültür, iki karşıt yaşam felsefesi çatışır bu dünyada.

Bu çatışmanın taraflarından biridir Kirpi. Çok fazla bir şey üretemediği, sıkışıp kaldığı çemberi kıramadığı halde düş kurmayı sürdüren; insancıl özellikleri, yardım duygusu çok gelişmiş; felsefe bilen bir sekreter kızdan etkilenebilen; bir babanın oğlunu ihbar edebileceğini aklına sığdıramayan; haklı olduğu kavgadan bile kaçacak kadar korkak; Doğu Anadolu’ya gözü kapalı dalabilecek kadar cesur; ekmeğin fiyatını ya da ev kiralarını bilemeyecek denli kabuğuna kapanmış bir aydındır Kirpi. Daha önemlisi, saflığı, yumuşaklığı, insancıllığı ve nahifliği ile “kara kalabalık”tan ayrılır; çağdaş bir şövalye, bir Don Kişot kimliğine bürünür. “İnsan”dır Kirpi, “yürek”tir. İçtenliği, katakulliye çalışmayan kafası, hep teyakkuz halindeki vicdanı ile cam kadar saydam ve -bu toplumsal koşullarda- kırılgandır.

Sinemamız -ve ne yazık ki toplumumuz- için alışılmadık bir karakterdir Kirpi. Böylesi bir insancıllık, sıradan kişilerin kahramanlaştırıldığı Türk sineması için yenidir, değerlidir. Kirpi’nin öncü bir karakter olmasını ummak, tüm iyi niyetli çabaların karamsarlığı azaltamadığı bir sinema ortamında “ütopik” sayılsa da gereklidir.

“Camdan Kalp” yönetmeninin bakış açısıyla da farklı bir filmdir. Fehmi Yaşar’ın sinemaya yaklaşımı, Türk sineması için yeni olduğu gibi, dünyaya bakışı da Kirpi’ninkiyle paralellikler taşır. Filmin Doğu’da geçen bölümlerinde bile hep meraklı, hep muziptir yönetmen. Yörenin zor koşulları onun süzgecinden geçince, silahlı çatışmanın gündelik yaşamda sıradanlaşmış olması gibi noktalarıyla yansır filme. Jandarma komutanına, yalnızca yasak listesinden ismini bildiği Fritz Lang’ın kamerasını bırakıp kaçabileceğini düşündürtür bu bakış açısı; kamerasını Marilyn Monroe desenli kilimlerde, her yanıyla dökülen otellerdeki “Kirli elbiseyle girilmez” levhalarında dolaştırır.

Fehmi Yaşar da Kirpi gibi içtendir; kahramanlık taslamaz. Öğütlere, insanları aydınlatacak mesajlara yer yoktur onun filminde; o yalnızca sorular sorar, tartışır. İzleyiciyi bir eyleme, bir düşünceyi paylaşmaya çağırmaz. Paylaşılmasını istediği, filmini “beyniyle” izleme hazzıdır yalnızca.

Tüm bunlar, “düz okuma”lardan sıyrılarak yaklaşılması gereken bir filme dönüştürür “Camdan Kalp”i. Böyle bir esere, “filmin mesajı” sözcüklerini kullanarak, yönetmeninin yapmaya niyetlenmediklerini “yapamadığını” iddia ederek, filmleri değerlendirirken kullanılan şablon bir bakış açısını, yönetmene çevrilmiş ucu sivri bir mızrağa dönüştürerek yaklaşırsanız -kimi gazete sütunlarındaki örneklerde görüldüğü gibi- çuvallarsınız.

En iyisi sorular sormak ve filmin temelindeki düşünceyi, yönetmenin niyetini anlamaya çalışmaktır belki de.

Sinema Gazetesi, Sayı: 63, 26 Kasım-2 Aralık 1990

Camdan Kalp
Senaryo ve yönetim:
Fehmi Yaşar; Yapımcılar: Mustafa Karaman, Yücel Özgür, Fehmi Yaşar; Görüntü yönetmeni: Erdal Kahraman; Müzik: Okay Temiz; Oyuncular: Genco Erkal (Kirpi), Deniz Gökçer (Naciye), Şerif Sezer (Kiraz), Füsun Demirel (Sinten); 1990 Türkiye yapımı, 104 dakika; Yapımcı firma: Moda Film; Gösterim tarihi: 16 Kasım 1990

Hiç yorum yok:

Yorum Gönder