Copyright © 2014 - Tamer Baran - Tüm Hakları Saklıdır.
Bu blogta yer alan yazılar (içerik), 5846 sayılı Fikir ve Sanat Eserleri Kanunu gereğince eser sahibi olan Tamer Baran'a aittir. Söz konusu içerik eser sahibinin izni olmadan kopyalanamaz,yayınlanamaz...

23 Ekim 2009 Cuma

Mutluluğun filmini yapabilir misin Roland: "M.Ö. 10,000"

Film geçmişi değil, günümüzde yaşananları anlatıyor, tabii ki Irak’ı işgal edenlerin bakış açısıyla… Üstelik BOP harekatının aslında petrolle falan değil, kadim metinlerde tam da bu dönem yaşanacağı söylenen “büyük savaş”la (Deccal-Mehdi) ilgili olduğunu da vurguluyor

Günümüzün en moda felaket senaryolarından biri Marduk gezegeniyle ilişkili: 2012’de Dünya’nın çok yakınından geçişinin kitlesel ölümlere yol açacağı sanılıyor, en eski ve ileri uygarlıklardan biri olan Mayaların, takvimlerinde 2013 yılını göstermemiş olması, insanlığın o tarihi göremeyeceğine dair önemli kanıtlardan biri sayılıyor. Haliyle Holivud’da bu ilginç öyküyü işleyecek bir filmin hazırlıkları sürüyor. Adı: “2012”.

Ve yönetmeni: Roland Emmerich.

Kimileri onu “fantastik filmler yapan popülist bir sinemacı” olarak tanıyor ve tanıtıyor, oysa “2012”nin tipik bir Emmerich projesi olmasının nedenleri ideolojik. Fantastik filmlerin arasında (2000’de) “The Patriot-Vatansever”i neden kotardıysa, aynı siyasi sebeplerle “2012”yi yapıyor.

Çünkü Emmerich, “dev yalanlar”ın sinemacısı… Örneğin yüksek bütçeli uzaylı istilası filmi yapabilecek belki 30 yönetmen vardır, ama sadece onun filminde ABD Başkanı bizzat uçağa atlayıp “kötü uzaylıları” tepeler. “The Fifth Element-Beşinci Güç”, “Abyss”, “War of the Worlds-Dünyalar Savaşı” gibi filmlerdeki bakış açısını, temaları “Independence Day-Kurtuluş Günü”nde bulamazsınız. Çünkü onun amacı ve işlevi, belli bir ideolojinin propogandasını mümkün olan en geniş kitlelere yaymaktır. Bu nedenle kullandığı her öğenin çok basit olmasına özen gösterir.

“M. Ö. 10,000”in öyküsü gibi: D’leh (kahraman anlamına gelen Almanca “held” kelimesinden üretilmiş) ve kabilesi, mutlu mesut yaşamaktadır (Filmde sadece o kabile İngilizce konuşur). D’leh’in sevdiği mavi gözlü kız başka kabiledendir, kimsesizken alınıp onların değerleriyle büyütülmüştür. Köle tacirleri köyü basıp insanları öldürür, kızı ve başkalarını kaçırır (kötü adamlar hep Ortadoğu “tipli”). D’leh kızı kurtarmak amacıyla tacirleri takip eder, yol boyunca başka kabilelerle dostluk kurar, liderlik vasıflarına haiz olduğunu onlara da kanıtlar (bu süreçte hep Tanrı’nın yardımını alır). Birleşik bir orduyla çöle girer, fakat çıkışı bulamaz, uzun süre dolaşırlar. Sonunda D’leh “göksel bilginin” sayesinde yolu bulur, piramitleri inşa etmek amacıyla binlerce insanı köle olarak çalıştıran zalim “Kudretli”yi öldürüp herkesi esaretten kurtarır.

Yani film geçmişi değil, günümüzde yaşananları anlatıyor, tabii ki Irak’ı işgal edenlerin bakış açısıyla… Üstelik BOP harekatının aslında petrolle falan değil, kadim metinlerde tam da bu dönem yaşanacağı söylenen “büyük savaş”la (Deccal-Mehdi) ilgili olduğunu da vurguluyor ve akla ziyan bir Mesih propogandası yapıyor (arada Hz. Musa’yı da selamlayarak)… Üstelik, olup biten her şeyin sadece İngilizce konuşanların değil, diğer kabilelerin kadim kehanetlerine de uygun olduğunu (yani D’leh’in “seçilip yollandığını”) çeşitli kereler vurgulayarak...

“Apocalypto” (Mel Gibson, 2006) ve “Pathfinder” (Marcus Nispel, 2007) gibi filmlerden “aşırı ölçüde” yararlanan senaryo, Emmerich’in amacına uygun olarak sekizinci sınıf bir klişeler bohçası: Popüler sinemanın şablonları, bilimsel bulgular ve Erich Von Daniken gibi gizem araştırmacılarının her iddiası gözden geçirilmiş, işe yarar olanlar seçilmiş, mümkün olan en basit öykü içinde karşımıza getirilmiş: Mamutlar da, köle avcılığı da var filmde, doğru düzgün bir tek karakter yok ama Atlantisliler bile var (Kudretli ve iki arkadaşının uzaydan geldiğine dair bir rivayet varmış, bir söylentiye göre de batan bir kıtadan kaçmışlar)

Kimse mamutların tam olarak ne zaman yok olduğunu veya Atlantis’in gerçekten var olup olmadığını bilmiyor ya, bu durum Emmerich gibilerin işine geliyor, “uydur kaydır” yelpazesini geniş tutma imkanı artıyor: Binlerce kişinin “Kudretli” diye anmasına neden olan özelliklere sahip birini, çok uzaktan atılan bir mızrakla öldürmek mümkün olabiliyor örneğin…

Yani: O binlerce insan salakmış, Kudretli’den anlamsızca çok korkmuş, sırf o istiyor diye kim bilir kaç yıldır piramitleri yapmak için uğraşıp durmuşlar. Ve akıllarına Kudretli’nin Tanrı mı, fani mi olduğunu kontrol etmek bile gelmemiş (Bu cümleler Neo-Conların Müslüman halklara bakışının özeti gibi oldu, ama filmin hikayesi öyle kurulmuş ki sanırsınız bizzat Başkan Bush kaleme almış).

Kibirli Batı uygarlığının piramitlerin o yıllarda nasıl inşa edilebildiğini hala açıklayamıyor, işlevlerini (örneğin şifayla ilişkisini) hala çözemiyor oluşu Emmerich’i ilgilendirmiyor. Nostradamus’un kehanetlerinin neden artık yanlış çıktığına da kafa yormuyor (Ünlü Rus kahine göre 1999 “bitiş yılı” idi, 3. Dünya Savaşı yüzünden insanlığın önemli bir bölümü yok olacaktı, bu nedenle 10-12 yıldır onlarca kıyamet ve Deccal filmi yapıldı/yapılıyor)…

1999’da kıyamet kopmadı, insanlık bitmedi.

2012’de de bitmeyecek…

Hatta “bir üst aşamaya” geçecek; savaşın, açlığın, yoksulluğun olmadığı bir dünya kurulmaya başlanacak…

Fakat bunu geniş yığınlar henüz bilmiyor.

O yüzden seneye, kahraman Amerikalıların “kötü” Marduk’tan tüm dünyayı nasıl kurtardıklarını anlatan, ve gene “Biz olmasak siz mahvolursunuz” mesajını işleyen bir Emmerich filmi seyredeceğiz…

Ve sonra, mesela 2020’lerde, “mutluluğun filmini” yapanlar arasında Roland da bulunacak…

Sinema, Nisan 2008

10,000 BC / M.Ö. 10,000
Yönetmen:
Roland Emmerich; Senaryo: Roland Emmerich, Harald Kloser; Yapımcılar: Roland Emmerich, Mark Gordon, Michael Wimer; Görüntü yönetmeni: Ueli Steiger; Müzik: Harald Kloser, Thomas Wanker; Kurgu: Alexander Berner; Oyuncular: Steven Strait (D'Leh), Camilla Belle (Evolet), Cliff Curtis (Tic'Tic), Joel Virgel (Nakudu), Mo Zinal (Ka'Ren), Nathanael Baring (Baku); 2008 ABD yapımı; 108 dakika; Gösterim tarihi: 7 Mart 2008

Hiç yorum yok:

Yorum Gönder